728x90 AdSpace

Sıcak Sıcak

23 Şubat 2014 Pazar

Pişmanlıklar

Bu; dün gece arkadaşla konuşulmuş bir konu üzerine yazılan bir yazıdır. Sağol Dostum...
Gözlerimi açıyorum, nefes alıyorum, konuşuyorum, dinliyorum, susuyorum ya da çığlık çığlığa bağırıyorum - delicesine içiyorum, ağlamamak için kendimi zor tutuyorum, kahkahalarla gülüyorum, sayfalarca yazıyorum, saatlerce okuyorum, anıları gömüyorum, nefes veriyorum ve gözlerimi kapatıyorum. 
Sonra sil baştan.

Bitmiyor, tükenmiyor. Her ne yaparsam yapayım orada olmaya devam ediyorlar, ruhlarımıza yaptırmış olduğumuz bu kalıcı dövmeler... Geçmişi silmek ne kadar mümkünse, onlardan kurtulmak da o kadar mümkün. Oysa söz ağızdan bir kere çıkar, bir gün tek bir kere yaşanır ve bir kalp yalnızca bir kere kırılabilir. Gerisi çok tanıdık bir hikaye, sonunu siz de biliyor olmalısınız : pişmanlık.

Anmadığım bir gün geçti desem yalan olur ama pişmanlık dendiğinde hep yakamda duran o bir çift ele ve bana nefretle bakan o bir çift göze gider aklım.

#BugünGünlerdenPişmanlık, hayatımızın başka bir gerçeklikteki yansıması - aklımızdaki tüm o "keşke"ler ve "eğer.......olsaydı"lar ile oturtulmuş sahte bir düzen var. Hepimiz merak ediyoruz aslında, hepimiz geçmişimizdeki o ayak izlerini takip edip başa dönmek istiyoruz; tüm bunları, olası sözleri ya da hareketleri ve onların sonuçlarını bilerek ve bu sefer doğru olanı yapacağımızı umarak yeniden bugüne kadar gelmek istiyoruz. Peki sorulması gereken soru, şu an bulunduğumuz durumdan kaçımız memnunuz? Verilen -önemli ya da önemsiz, doğru ya da yanlış- tüm kararların bizi tam da bu anımıza getirdiğinin kaçımız farkında?

Ben o ayak izlerinde yürümüş bir insan tanıyorum, bir zamanlar geçmişi geri getirmeye çalışan bir gençti o. Yaşadığı yer ve zamandan o kadar mutsuz ve umutsuzdu ki tamamen kaptırmıştı kendini, öyle kaptırmıştı ki zihnen tamamen geçmişteydi. Öyle kaptırmıştı ki, bugününe geri dönmeye çalıştığında başaramadığını fark ettiğinde aslında geçmişi asla değiştiremeyeceğini anlamıştı. Geçmişte yaşamaya çalışmasının ve o hataları tam o anda yapmayarak düzeltmeye çalışması aslında tam da o anda kısılı kalmasına neden olmuştu. Değiştiremeyeceğimiz bir durum için ne kadar çok düşünürsek aslında o kadar çok içine gömülüyoruz - kurtulmak mı, şaka yapıyor olmalısın...

Şimdi, tam da şu an, gözlerim yakama yapışmış o bir çift ele bakıyor, ellerim belki bu satırları yazıyor ama aklımda bana nefretle bakan o bir çift göz var ve o ellerin sahibini dinliyorum. Öyle bir anlamı vardı ki, sadece o bilebilirdi. 
Ama öyle anlamsızlaştırdım ki, sadece ben yapabilirdim.

Ardıma bakıyorum, yalancı gülümsemelerin ardına gizlediğim tüm söylediklerime ya da tüm o mutlu anlardaki rol yapabilme kabiliyetime, ne kadar çok rüzgar eserse essin asla silinmeyecek geçmişin ayak izleri - tüm bu pişmanlıklar...Belki bir daha karşıma çıkmayacaklar ama hep akılda kalacaklar...


Pişmanlıklar
  • Başlık : Pişmanlıklar
  • Bir Kalemde Yazan :
  • Tarih/Saat : 03:47
  • Etiketler :
  • Blogger Yorumları
  • Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder

Sayfa Üstüne Zıpla