728x90 AdSpace

Sıcak Sıcak

1 Temmuz 2014 Salı

Soğuk Hikaye

Kadının saçlarını rüzgar okşuyor. Ayaz bir akşamın kasveti çökmüş gözlerine.

Kış hem şehirde hüküm sürmekte, hem de kadının toprak rengi göz bebeklerinde.

Yağmur yağmaya başlıyordu ipil ipil. Önce kaldırımlar, sonra kadının saçları ıslanmaya başlıyordu. Attığı her adımla birlikte, ayakkabılarının uçları da çamurla kaplanıyordu. Adımları giderek ağırlaşıyordu, her adımdan
ayrı bir çığlık sesi geliyordu.

Yanından gelip geçen insanlar, bir kara deliği andıran suratına bakınca hemen tebessüm etmeye çalışıyordu. Dik duruyordu tüm dağınık haline rağmen. Çenesi yukarı kalkık, başı dimdik, saçları uzun.

Islanmaya başladı. Saçları bir göl oluyordu. Saçları karmakarışık. Caddenin sonuna doğru, donuk gözlerle yürüdü.Bir kaç adım sonra, viraja geldiğinde duraksadı.

Bedenini baştan sona kaplayan fay hattı, elindeki telefonun sesiyle çatlamaya başlamıştı. Dimdik durdu yine. Saçlarını geriye savurdu. Arayan '' o adam'' dı.
İki kelime.
Tek cümle.

O güçlü kadın, çocuklarının ölüm fermanını dinleyen bir anne gibi olmuştu bir kaç saniye içinde kapanan telefonla birlikte. Gözlerinin önünde boynuna urgan takılan evladına inleyen annenin acısı yerleşmişti ufak yüzüne. Artık dimdik değildi. Beli kamburlaştı. Omuzları inip kalkıyordu. Sessizce saçları kadar ıslak olan kaldırım taşlarının üzerine çöktü. Kalbinde peydahlanmıştı o taşlar.

Bir ülkenin yıkılışı gibiydi, kadının ayağının altından kayıp giden yerle bütünleşmesi.
Coğrafyası istila edilmiş bir kabileydi.
Göğsünün nasıl sızladığını görüyordum.
İncecik elleriyle, olanca gücüyle ağzını kapatıyordu. Çığlıklarını duyurmamak için kendi gölgesine gömülüyordu.


Tanrı, kadını izliyordu. Fakat hiç bir şey yapmıyordu.
Azrail kadının içindeki alevleri biliyor, fakat o alevi yakan adamın canını almıyordu.
Mikail, çamurla kaplanan dizlerini görüyor, fakat yağmuru durdurmuyordu.
Ve İsrafil..
İsrafil neden hala Sur'a üflemiyordu ?

Kadını izliyordum öylece.
Ruhu ölen kadını.
Yavaşça dizlerinin üzerinde doğrulup ayağa kalkmasını..Akan rimellerini yağmur suyuyla temizlemesini.. Yüzündeki yekpare cesedi izliyordum.

Kadın sol göğsünün altına bir ceset gömüyordu soğuk kış akşamında.
Ağır aksak, çantasını yere sürterek yol almaya başladı hıçkırarak.
Kentin sokaklarında saklanan bir gölge oldu yağmur dinene kadar.

Yüzümde acı bir gülümsemeyle mırıldandım, kadının arkasından :'' Gitmekle gitmiş olamazsın ki, gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır ''


Soğuk Hikaye
  • Başlık : Soğuk Hikaye
  • Bir Kalemde Yazan :
  • Tarih/Saat : 03:19
  • Etiketler :
  • Blogger Yorumları
  • Facebook Yorumları

1 yorum:

  1. Tanrı, kadını izliyordu. Fakat hiç bir şey yapmıyordu.
    Azrail kadının içindeki alevleri biliyor, fakat o alevi yakan adamın canını almıyordu.
    Mikail, çamurla kaplanan dizlerini görüyor, fakat yağmuru durdurmuyordu.
    Ve İsrafil..
    İsrafil neden hala Sur'a üflemiyordu ?
    çok iyi... Okurken kendim yaşıyormuş gibi hissettim...

    YanıtlaSil

Sayfa Üstüne Zıpla